Mesnevi neden Farsça yazılmıştır?
01.03.2025 1 görüntülenme Son güncelleme: 23.03.2025
Mesnevi, Mevlana Celaleddin Rumi'nin en önemli eserlerinden biri olarak bilinir ve Farsça yazılmıştır. Peki, bu başyapıt neden Farsça kaleme alınmıştır? Bu sorunun cevabı, o dönemin kültürel ve coğrafi koşullarında yatmaktadır. 13. yüzyılda Anadolu Selçuklu Devleti'nin hüküm sürdüğü dönemde, Farsça, edebiyat, bilim ve resmi yazışma dili olarak büyük bir öneme sahipti. Farsça, sadece İran coğrafyasında değil, Orta Asya, Hindistan ve Anadolu'da da geniş bir coğrafyada konuşuluyor ve anlaşılıyordu. Mevlana'nın yaşadığı Konya da bu kültürel etkileşimden nasibini almıştı. Dolayısıyla Mevlana, eserlerini daha geniş bir kitleye ulaştırmak ve dönemin entelektüel birikiminden faydalanmak amacıyla Farsça'yı tercih etmiştir. Ayrıca, Mevlana'nın çevresindeki alimler, müritler ve devlet adamları da genellikle Farsça konuşup yazıyorlardı. Bu durum, Mevlana'nın Farsça'yı seçmesinde etkili olmuştur. Çünkü Mevlana, eserlerini okuyacak ve anlayacak bir çevreye ihtiyaç duyuyordu. Farsça, o dönemde edebi incelikleri ifade etmek için oldukça zengin bir dil olarak kabul ediliyordu ve Mevlana, Mesnevi'de derin felsefi ve tasavvufi düşüncelerini en iyi şekilde ifade etmek için bu dili kullanmıştır. Sonuç olarak, Mesnevi'nin Farsça yazılması, dönemin kültürel, coğrafi ve sosyal koşullarının bir sonucudur. Farsça, o dönemde geniş bir coğrafyada anlaşılan ve edebiyat dili olarak kabul gören bir dil olması nedeniyle Mevlana tarafından tercih edilmiştir. Bu sayede Mesnevi, sadece Anadolu'da değil, Orta Asya ve Hindistan'da da geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmıştır.