Kontrgerilla ne zaman kuruldu?

03.03.2025 0 görüntülenme

Türkiye'nin yakın tarihine damga vurmuş, hakkında pek çok tartışma ve spekülasyonun döndüğü bir oluşum: Kontrgerilla. Peki, bu gizemli yapı ne zaman kuruldu ve hangi amaçlarla faaliyet gösterdi?

Kontrgerilla'nın Kökenleri ve Kuruluşu

Kontrgerilla'nın tam olarak ne zaman kurulduğu konusu tartışmalıdır. Ancak, genel kabul gören görüş, yapının kökenlerinin Soğuk Savaş dönemine, özellikle de 1950'li yıllara dayandığı yönündedir. Sovyetler Birliği'nin olası bir işgaline karşı bir direniş örgütü olarak tasarlanmış ve NATO bünyesinde kurulan Stay Behind (Gizli Kal) operasyonları çerçevesinde şekillenmiştir. Türkiye'deki versiyonu ise Özel Harp Dairesi (ÖHD) bünyesinde faaliyet göstermiştir.

Özel Harp Dairesi'nin kuruluşu 1952 yılına dayanır. Amaç, olası bir Sovyet işgali durumunda gerilla taktikleri kullanarak direniş göstermektir. Bu kapsamda, çeşitli askeri ve sivil personelin eğitildiği ve silahlandırıldığı iddia edilmektedir. Kontrgerilla kavramı ise, daha çok bu örgütün yasa dışı ve karanlık faaliyetlerini tanımlamak için kullanılır.

Kontrgerilla'nın Amaçları ve Faaliyetleri

Resmi olarak, Kontrgerilla'nın amacı, olası bir işgal durumunda ülkeyi savunmaktı. Ancak, zamanla bu amacın dışına çıktığı ve iç politikaya müdahale ettiği, hatta şiddet eylemlerine karıştığı iddiaları ortaya atılmıştır. Özellikle 1970'li ve 1980'li yıllarda yaşanan siyasi cinayetler, provokasyonlar ve faili meçhul olaylar, Kontrgerilla ile ilişkilendirilmiştir.

Kontrgerilla'nın faaliyetleri hakkında kesin ve net bilgiler bulunmamaktadır. Zira, yapı gizli ve illegal bir şekilde faaliyet göstermiştir. Ancak, çeşitli kaynaklarda, sol görüşlü örgütlere karşı operasyonlar düzenlediği, siyasi istikrarsızlık yaratmaya çalıştığı ve darbelerde rol oynadığı iddiaları yer almaktadır. Bu iddialar, Türkiye'nin yakın tarihinin en karanlık sayfalarını oluşturmaktadır.

Kontrgerilla'nın ne zaman kurulduğu ve hangi amaçlarla faaliyet gösterdiği, hala tam olarak aydınlatılamamış bir konudur. Ancak, bu yapının Türkiye'nin siyasi ve toplumsal hayatında derin izler bıraktığı ve demokrasiye büyük zarar verdiği açıktır. Konunun aydınlatılması, Türkiye'nin geçmişiyle yüzleşmesi ve geleceğe daha sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için elzemdir.