Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hangi kuşak haklarını güvence altına almıştır?
İçindekiler
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS), Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan ve 1950 yılında imzaya açılan, temel insan hak ve özgürlüklerini korumayı amaçlayan uluslararası bir sözleşmedir. Sözleşme, bireylerin haklarını güvence altına alarak, devletlerin bu haklara saygı göstermesini ve ihlalleri önlemesini zorunlu kılar. Peki, AİHS hangi kuşak haklarını güvence altına almıştır?
AİHS ve Birinci Kuşak Haklar
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, öncelikle birinci kuşak haklar olarak da bilinen, klasik temel hak ve özgürlükleri güvence altına almaktadır. Bu haklar, bireylerin devlet karşısında korunmasını ve özgürce hareket edebilmesini amaçlar. Temel olarak siyasi ve medeni hakları kapsayan bu kuşak haklar, devletin bireylerin özgürlüğüne müdahalesini sınırlar.
AİHS'nin güvence altına aldığı bazı birinci kuşak haklar şunlardır:
- Yaşam hakkı
- İşkence, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı
- Kölelik ve zorla çalıştırma yasağı
- Özgürlük ve güvenlik hakkı
- Adil yargılanma hakkı
- Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı
- Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü
- İfade özgürlüğü
- Toplantı ve dernek kurma özgürlüğü
- Evlenme hakkı
- Mülkiyetin korunması hakkı
- Eğitim hakkı
- Serbest seçim hakkı
AİHS'nin İkinci ve Üçüncü Kuşak Haklara Etkisi
AİHS, doğrudan ikinci kuşak (ekonomik, sosyal ve kültürel haklar) veya üçüncü kuşak (dayanışma hakları) hakları güvence altına almasa da, bu hakların dolaylı olarak korunmasına katkıda bulunur. Örneğin, ayrımcılık yasağı ilkesi, ekonomik ve sosyal haklara erişimde eşitliği sağlamaya yönelik önemli bir araçtır. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Sözleşme'yi yorumlarken, günümüz toplumlarının ihtiyaçlarını ve değerlerini dikkate alarak, Sözleşme'nin kapsamını genişletme eğilimindedir.
Bu bağlamda, AİHS, sosyal güvenliğe erişim, sağlık hizmetlerinden yararlanma, çalışma hakkı gibi ikinci kuşak hakların dolaylı olarak korunmasına yardımcı olmaktadır. Ancak, bu haklar doğrudan Sözleşme'de yer almamaktadır. Üçüncü kuşak haklar (çevre hakkı, barış hakkı, kalkınma hakkı gibi) ise AİHS'nin doğrudan koruma alanına girmemektedir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, temel olarak birinci kuşak hakları güvence altına alsa da, AİHM'nin yorumları ve Sözleşme'nin evrimi sayesinde, ikinci kuşak hakların dolaylı olarak korunmasına da katkı sağlamaktadır. Bu durum, AİHS'nin günümüz dünyasında hala önemli bir insan hakları aracı olmasını sağlamaktadır.