1774'te hangi toprak kaybedildi?

06.03.2025 0 görüntülenme

1774... Tarih kitaplarında sıkça rastladığımız bir yıl. Osmanlı İmparatorluğu için ise bu tarih, kayıplarla dolu bir dönemin başlangıcı anlamına geliyor. Peki, 1774'te hangi toprak kaybedildi ve bu kaybın ardında yatan sebepler nelerdi? Gelin, bu önemli olayı birlikte inceleyelim.

Küçük Kaynarca Antlaşması ve Toprak Kaybı

1774 yılı, Osmanlı İmparatorluğu ve Rusya İmparatorluğu arasında imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması ile hafızalara kazınmıştır. Bu antlaşma, 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı'nı sona erdirmiş olsa da, Osmanlı İmparatorluğu için ağır sonuçlar doğurmuştur. Antlaşma ile birlikte Kırım Hanlığı, Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılarak bağımsız hale gelmiştir. Ancak bu bağımsızlık, Rusya'nın Kırım üzerindeki etkisini artırmasına ve ilerleyen yıllarda Kırım'ı ilhak etmesine zemin hazırlamıştır.

Antlaşma sadece Kırım'ın kaybıyla sınırlı kalmamış, aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu'nun Karadeniz üzerindeki hakimiyetini de zayıflatmıştır. Rusya, Karadeniz'de serbest ticaret yapma ve donanma bulundurma hakkı elde etmiştir. Bu durum, Osmanlı İmparatorluğu'nun denizlerdeki gücünü azaltırken, Rusya'nın bölgedeki etkisini önemli ölçüde artırmıştır.

Kaybın Nedenleri ve Sonuçları

Küçük Kaynarca Antlaşması'nın imzalanmasına yol açan temel neden, Osmanlı İmparatorluğu'nun Rusya karşısında askeri olarak zayıf düşmesidir. Uzun süren savaşlar, ekonomik sıkıntılar ve iç karışıklıklar, Osmanlı ordusunun gücünü önemli ölçüde azaltmıştır. Rusya ise, o dönemde Avrupa'nın yükselen güçlerinden biri olarak Osmanlı İmparatorluğu'na karşı üstünlük sağlamıştır.

1774'te yaşanan bu toprak kaybı, Osmanlı İmparatorluğu için bir dönüm noktası olmuştur. İmparatorluk, Kırım'ın kaybıyla stratejik bir bölgeyi kaybetmiş, Karadeniz üzerindeki hakimiyeti zayıflamış ve ekonomik olarak da ciddi kayıplar yaşamıştır. Bu antlaşma, Osmanlı İmparatorluğu'nun zayıflama sürecini hızlandırmış ve gelecekteki toprak kayıplarının da habercisi olmuştur.

Küçük Kaynarca Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu'nun gerileme döneminde yaşadığı önemli bir kayıp olarak tarihe geçmiştir. Bu olay, imparatorluğun iç ve dış politikalarını derinden etkilemiş ve gelecekteki olaylara zemin hazırlamıştır.