Makber ne anlatıyor?

Recaizade Mahmut Ekrem'in en önemli eserlerinden biri olan Makber, temelde bir ağıt niteliği taşır. Yazarın genç yaşta kaybettiği oğlu Mehmet Ekrem'in ardından duyduğu derin acıyı ve çaresizliği dile getirdiği bu eser, Türk edebiyatında modern anlamda kişisel acıyı merkeze alan ilk örneklerden biri olarak kabul edilir. Makber'de Ekrem, sadece oğlunun kaybıyla değil, aynı zamanda ölümün evrenselliği, hayatın anlamı ve insanın bu dünyadaki varoluş amacı gibi felsefi konularla da yüzleşir. Eser boyunca şair, oğluna duyduğu özlemi, onunla yaşadığı güzel anıları ve kaybının yarattığı boşluğu içtenlikle anlatır. Ancak Makber, sadece bir yas tutma metni değildir; aynı zamanda insanın kendi iç dünyasına yaptığı bir yolculuk, hayatın zorlukları karşısında direnme çabası ve umudu yeniden bulma arayışının da ifadesidir. Eser, yoğun duygusallığı ve samimi diliyle okuyucusunu derinden etkiler. Ekrem'in kullandığı imgeler ve edebi sanatlar, acının ve özlemin yoğunluğunu daha da artırır. Makber, sadece bir babanın oğluna yazdığı bir ağıt değil, aynı zamanda tüm insanlığın ortak acısı olan kayıp ve ölüm temalarına dokunan evrensel bir eserdir. Bu nedenle, yayınlandığı dönemden günümüze kadar edebiyatseverlerin ilgisini çekmeye devam etmektedir.