Farz ı kifaye midir?

Bir Müslümanın sorumlulukları, yerine getirilme biçimleri açısından farklılık gösterir. İşte "farz-ı kifâye" kavramı da bu noktada devreye girer. Farz-ı kifâye, bazı Müslümanlar tarafından yerine getirildiğinde diğer Müslümanların üzerinden kalkan, yerine getirilmediğinde ise tüm Müslümanların sorumlu olduğu dini yükümlülüklerdir. Bu tür farzlar, toplumun genel menfaatini ilgilendiren ve kolektif çaba gerektiren alanlarda yoğunlaşır. Örneğin, cenaze namazı kılmak farz-ı kifâyedir. Birkaç Müslüman cenaze namazını kıldığında diğerlerinin üzerinden bu sorumluluk kalkar. Aynı şekilde, İslam âlimi yetiştirmek, İslam'ı tebliğ etmek, ihtiyaç sahiplerine yardım etmek gibi faaliyetler de farz-ı kifâye kapsamındadır. Bir bölgede yeterli sayıda âlim varsa, diğer Müslümanlar bu sorumluluktan muaf olur. Farz-ı kifâyenin önemi, toplumun ihtiyaçlarını karşılamak ve sosyal dengeyi sağlamaktır. Herkesin aynı anda aynı işi yapması yerine, yetenekli ve istekli bireylerin bu görevleri üstlenmesi, toplumun genel refahına katkıda bulunur. Bu sayede kaynaklar daha verimli kullanılır ve toplumdaki dayanışma ruhu güçlenir. Unutmamak gerekir ki, farz-ı kifâyenin yerine getirilmemesi durumunda tüm toplum bundan sorumlu olur ve uhrevi açıdan da vebal altına girilir. Bu nedenle, her Müslüman kendi yetenekleri ve imkanları doğrultusunda bu tür sorumlulukları üstlenmeye gayret etmelidir.