Erzurum ve Sivas Kongrelerini birbirinden ayıran özellikler nelerdir?
İçindekiler
Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı dönüm noktalarından olan Erzurum Kongresi ve Sivas Kongresi, milli mücadele tarihimizde önemli bir yere sahiptir. Her iki kongre de ülkenin geleceği için hayati kararların alındığı platformlar olsa da, aralarında belirgin farklılıklar bulunmaktadır. Bu yazımızda, bu iki önemli kongreyi birbirinden ayıran temel özellikleri inceleyeceğiz.
Erzurum Kongresi'nin Özellikleri
Erzurum Kongresi, 23 Temmuz - 7 Ağustos 1919 tarihleri arasında toplanmıştır. Temel amacı, Doğu illerini Ermeni ve Rum emellerine karşı korumak ve bölgesel bir direniş başlatmaktı. Bu kongre, daha çok bölgesel bir nitelik taşımaktaydı ve kararları da bu doğrultuda şekillenmiştir. Mustafa Kemal Paşa'nın da katılımıyla kongre, milli bir boyut kazanmaya başlamış olsa da, delegelerin çoğunluğu Doğu illerinden gelmekteydi.
Sivas Kongresi'nin Özellikleri
Sivas Kongresi ise, 4-11 Eylül 1919 tarihleri arasında toplanmış ve tüm ülkeyi kapsayan milli bir kongre olma özelliği taşımıştır. Erzurum Kongresi'nde alınan kararların genelleştirilerek tüm ülke için geçerli hale getirilmesi hedeflenmiştir. Kongreye, ülkenin dört bir yanından gelen delegeler katılmış ve alınan kararlar, tüm ulusu temsil etme amacını gütmüştür. Bu kongrede, manda ve himaye kesin olarak reddedilmiş, milli birlik ve beraberlik vurgulanmıştır.
Kongrelerin Kararlarındaki Farklılıklar
Erzurum Kongresi'nde alınan kararlar, daha çok bölgesel savunmayı ve hakları korumayı amaçlarken, Sivas Kongresi'nde alınan kararlar, ülkenin tamamının kurtuluşunu ve bağımsızlığını hedeflemiştir. Sivas Kongresi'nde, tüm cemiyetler "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" adı altında birleştirilerek milli mücadele tek elden yürütülmeye başlanmıştır. Bu durum, mücadelenin daha organize ve etkili bir şekilde sürdürülmesini sağlamıştır.
Özetle, Erzurum Kongresi bölgesel bir hareketin başlangıcı iken, Sivas Kongresi milli birliğin ve bağımsızlık mücadelesinin tüm ülkeyi kapsayan bir ifadesi olmuştur. Her iki kongre de, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna giden yolda önemli kilometre taşlarıdır.