Batılı anlamda hikaye Türk edebiyatına ne zaman girmiştir?
28.02.2025 1 görüntülenme Son güncelleme: 21.03.2025
Batılı anlamda hikaye, Türk edebiyatına Tanzimat Dönemi ile birlikte adım atmıştır. 19. yüzyılın ikinci yarısında yaşanan bu değişim rüzgarı, edebiyatımızı da derinden etkilemiş ve Batı edebiyatındaki roman ve hikaye türleri Türk yazarları için yeni bir ilham kaynağı olmuştur. Bu dönemde yazarlarımız, Batı edebiyatını yakından takip ederek, hem çeviriler yapmış hem de kendi özgün eserlerini vermeye başlamışlardır. Tanzimat Dönemi'nde yazılan ilk hikayeler, genellikle didaktik bir amaç taşıyordu. Toplumsal sorunlara dikkat çekmek, halkı bilinçlendirmek ve Batılı değerleri tanıtmak gibi hedefler ön plandaydı. Bu dönemdeki ilk örneklerde romantizm akımının etkisi görülse de, zamanla realizm ve natüralizm gibi akımlar da edebiyatımızda yer bulmaya başlamıştır. Ahmet Mithat Efendi'nin "Letaif-i Rivayat" adlı eseri, bu dönemin önemli hikaye örneklerinden biridir ve Türk edebiyatında modern hikayeciliğin başlangıcı olarak kabul edilir. Batılı anlamda hikayenin Türk edebiyatına girişi, edebiyatımız için bir dönüm noktası olmuştur. Bu sayede, hikaye türü daha geniş kitlelere ulaşmış, farklı konular ve üsluplar edebiyatımıza dahil olmuş, ve Türk edebiyatı zenginleşmiştir. Tanzimat'la başlayan bu süreç, sonraki dönemlerde Servet-i Fünun ve Milli Edebiyat dönemlerinde daha da gelişerek günümüz Türk hikayeciliğinin temellerini atmıştır.