Beşikten mezara kadar atasözü mü deyim mi?

Hayat yolculuğumuzun başlangıcını ve sonunu vurgulayan, dilimizde sıkça kullandığımız bir ifade vardır: "Beşikten mezara kadar". Peki, bu kalıplaşmış söz öbeği atasözü müdür, yoksa deyim midir? Gelin, bu soruyu birlikte inceleyelim. "Beşikten mezara kadar" ifadesi, hayatın doğumdan ölüme kadar olan bütününü kapsayan uzun bir süreci anlatır. Bu ifade, bir işin veya durumun hayat boyu süreceğini, değişmeyeceğini veya devam edeceğini belirtmek için kullanılır. Örneğin, "Eğitim beşikten mezara kadar sürer" dediğimizde, öğrenmenin yaşam boyu devam eden bir süreç olduğunu vurgulamış oluruz. Peki bu ifade neden atasözü değil de deyimdir? Atasözleri, genellikle uzun denemelere dayanan, öğüt veren veya ders çıkaran yargılardır. "Damlaya damlaya göl olur" veya "Acele işe şeytan karışır" gibi. Oysa "beşikten mezara kadar" ifadesi, doğrudan bir öğüt veya ders içermez. Daha çok bir durumu veya süreci tanımlar. Deyimler ise genellikle bir durumu, duyguyu veya olayı mecazi bir şekilde ifade eden kalıplaşmış sözlerdir. Bu nedenle "beşikten mezara kadar" ifadesi, bir deyim olarak kabul edilir. Sonuç olarak, "beşikten mezara kadar" ifadesi, hayatın başından sonuna kadar olan uzun süreci anlatmak için kullandığımız, anlamlı ve yaygın bir deyimdir. Bu ifadeyle, yaşamın devamlılığını ve bazı durumların hayat boyu sürebileceğini vurgularız.