Doğrudan anlatım nesnel mi?

Doğrudan anlatım, yazın dünyasında sıkça karşılaştığımız bir teknik. Karakterlerin konuşmalarını veya düşüncelerini tırnak içinde, olduğu gibi aktarmak... Peki bu yöntem, nesnel olabilir mi? Aslında bu sorunun cevabı hem evet, hem hayır. Doğrudan anlatım, karakterin sözlerini birebir yansıttığı için, olabildiğince objektif bir görünüm sunar. Yazar, karakterin ne demek istediğini yorumlamadan, olduğu gibi aktarır. Bu durum, okuyucunun karakteri kendi yorumuyla anlamasına olanak tanır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir nokta var: Yazarın, hangi karakterin sözlerini ne kadar ve nasıl seçtiği, anlatımın nesnelliğini etkileyebilir. Unutmayalım ki, yazarın bakış açısı, olay örgüsü ve karakter seçimi gibi unsurlar, ister istemez anlatıya yansır. Doğrudan anlatım kullanılıyor olsa bile, yazarın kendi dünya görüşü, karakterlere yüklediği anlamlar ve olaylara bakışı, anlatıyı şekillendirebilir. Bu nedenle, tamamen nesnel bir doğrudan anlatımdan bahsetmek pek mümkün değildir. Yazar, her ne kadar karakterlerin sözlerini birebir aktarsa da, o sözlerin seçimi ve bağlamı, yazarın kendi yorumunu yansıtabilir. Sonuç olarak, doğrudan anlatım, nesnelliğe yakın bir yöntem olsa da, yazarın müdahalesiyle subjektif hale gelebilir. Önemli olan, okuyucu olarak bu durumun farkında olmak ve anlatıyı eleştirel bir gözle değerlendirmektir.