Hz. Mevlana Kimdir? Kısaca Hayatı

Mevlana Celaleddin-i Rumi, sadece İslam dünyasının değil, tüm insanlığın gönlünde taht kurmuş bir düşünür, şair ve mutasavvıftır. 13. yüzyılda yaşamış olan bu büyük zat, yüzyıllardır insanlara ışık tutan, sevgi, hoşgörü ve birlik mesajları ile tanınır. Peki, Hz. Mevlana kimdir? Gelin, kısaca hayatına bir göz atalım.

Doğumu ve Ailesi

Mevlana, 30 Eylül 1207'de günümüzde Afganistan sınırları içerisinde yer alan Belh şehrinde doğmuştur. Babası, "Sultanü'l-Ulema" olarak bilinen Bahâeddin Veled, annesi ise Mümine Hatun'dur. Ailesi, dönemin saygın ve bilgili ailelerinden biriydi. Babası Bahâeddin Veled'in ilmi ve irfanı, Mevlana'nın yetişmesinde büyük rol oynamıştır.

Ailesiyle birlikte Anadolu'ya göç eden Mevlana, Konya'yı kendine yurt edinmiş ve hayatının büyük bir bölümünü burada geçirmiştir.

Eğitimi ve Tasavvufi Yolculuğu

Mevlana, ilk eğitimini babasından almış, daha sonra dönemin önemli alimlerinden dersler almıştır. Ancak onun asıl dönüşümü, Şems-i Tebrizi ile tanışmasıyla başlamıştır. Şems, Mevlana'ya tasavvufun derinliklerini öğretmiş ve onu bambaşka bir insan yapmıştır. Şems'in kaybolmasıyla Mevlana'nın iç dünyasında büyük bir yangın başlamış ve bu yangın, onun eşsiz eserlerini ortaya çıkarmasına vesile olmuştur.

Mevlana'nın tasavvufi anlayışı, sevgi, hoşgörü ve insana saygı üzerine kuruludur. O, tüm insanları ayrım gözetmeksizin sevmiş ve onlara kucak açmıştır. Onun öğretileri, yüzyıllardır insanlara rehberlik etmektedir.

Eserleri ve Mirası

Mevlana, ardında eşsiz bir miras bırakmıştır. En önemli eseri olan Mesnevi, Farsça yazılmış ve 25.000'den fazla beyitten oluşmaktadır. Mesnevi, tasavvufi düşünceleri, hikayeler ve öğütlerle dolu bir başyapıttır. Bunun yanı sıra Divan-ı Kebir, Fihi Ma Fih, Mektubat ve Mecalis-i Seb'a gibi önemli eserleri de bulunmaktadır.

Mevlana'nın öğretileri, sadece İslam dünyasında değil, tüm dünyada büyük ilgi görmüş ve birçok dile çevrilmiştir. Onun sevgi, hoşgörü ve birlik mesajları, günümüzde de insanlığa ilham vermeye devam etmektedir.

Hz. Mevlana, 17 Aralık 1273'te Konya'da vefat etmiştir. Ölüm gününü "Şeb-i Arus" (Düğün Gecesi) olarak adlandırmış ve bu günü, sevgiliye kavuşma, Allah'a ulaşma günü olarak görmüştür. Mevlana'nın mirası, yüzyıllardır yaşamaya ve insanlığa ışık tutmaya devam edecektir.